Artık alışkanlık oldu. Özellikle Cumartesi gecesi dışarı çıkmışsam ve Pazar günü de çılgınlar gibi yemek yemişsem, akşama doğru diyet fikri kafamın içinde dönmeye başlar.
‘Bu sefer kesin başlıyorum. Hiçbir şey beni bundan vazgeçiremez!’ Şöyle bir 10-15 kilo versem nasıl olurum? diye gözümün önüne getiririm. Hayalimde hemen üstüme başıma güzel kıyafetler geçiririm.
Pazar akşamı bitmek üzereyken, ertesi sabah kalkıp diyete başlayacağıma dair olan inancım iyice zirveye tırmanır.
Ertesi gün ne olur biliyor musun?
Ya o gece işim uzar, ertesi gün geç kalkarım. Ya komşu yemek getirir. Ya evde o gün börek pişesi tutar. Ve benim akşamki motivasyonum sıfırlanmaya doğru hızla yol alır.
Her ne kadar ‘Tamam, bugün böyle oldu. O zaman ben de yarın başlarım.’ derim. Salı günü, bu sefer her şeyi garantiye alıp saati kurarım. Evdekileri haberdar ederim. Hiçbir aksilik çıkmaması için tüm güvenlik önemlerini alırım.
İki üç gün harika şekilde diyet yaptıktan sonra Cumartesi günü arkadaş arar. ‘Akşam mutlaka gelmen lazım. Çok ayıp olur’ der. Ve ben akşam çıkıp tekrar bir hafta öncesine dönerim.
Comments are closed, but trackbacks and pingbacks are open.